Hi quest ,  welcome  |  sign in  |  registered now  |  need help ?

Sirke, Sirkenin Yaydaları Yararları Kullanıldığı Yerler

Written By Unknown on 7 Aralık 2011 Çarşamba | 14:27

SİRKE

Üçüncü sirke üretme yöntemi ise bakteri kültürüyle sirke üretme yöntemidir.

Sirke sentetik olarak da elde edilmektedir. Bu durumda petrokimya ürünü olan asetilenden yararlanılmaktadır. Asit aldehitin katelik oksidasyonu yöntemiyle sirke asidi üretilmektedir. Kimyasal olarak elde edilen bu saf sirke asidi, %60-80 arasında inceltilerek temizleme maddesi olarak kullanılmaktadır.

Ancak bu eriyik yakıcı, tahrip ve tahriş edicidir. Bu sirke asidinin içindeki asit oranı, içme suyuyla karıştırılıp %6-15 arasında inceltilerek gıda endüstrisinde sebze ve balık konservelemekte kullanılır. Sirke günümüzde, eskiden olduğu gibi yiyeceklere tat verici, temizlik maddesi ve ilaç olarak kullanılmaktadır.

Alman asıllı Britanyalı biyokimyager Hans Adolf Krebs’in birçok canlı organizmanın vücudunda sirke ürettiğini bulması 1953 yılında ona Nobel tıp ödülünü kazandırdı. Krebs vücutta oluşan hemen hemen tüm fonksiyonlarda ara madde olarak sirke açığa çıktığını ispat etti.

EVDE SİRKE ÜRETME YÖNTEMİ:

Evde sirke yapabilmek için önce 100 mi sirke anası (Acetobakter Rancens) temin etmek gerekmektedir. Sirke yapmak için en uygun şişe 5 veya 10 litrelik karnı geniş cam damacanadır.

Sirke şaraptan, üzüm suyundan veya herhangi bir meyveden üretilebilir. Sirke üretilirken dikkat edilecek nokta, üzümün veya şarabın kükürtlü olmamasıdır. Kükürt sirke oluşumunu olumsuz etkiler. Sirkeyi meyvelerden, üzümden veya şaraptan üretirken uygulanacak yöntem hep aynıdır. Sirke yapımında kullanılan meyve veya üzümün kaliteli olmasına dikkat edilmelidir. Kalitesiz ve çürük meyvelerden yapılan sirke sağlığa zararlıdır.

Sadece kaliteli ve organik yöntemle elde edilen sirke ilaç olarak uygulanabilir. Olgun ve kaliteli meyveler iyice yıkandıktan sonra, varsa çekirdekleri ayıklanır ve ezilir. Ezilen meyveler sularıyla birlikte, 5 litrelik damacananın en şişkin yerine gelinceye kadar doldurulur. 100 mi sirke anası, 50 mi saf veya kaynatılmış suyla karıştırılarak ezilmiş meyvelerin bulunduğu damacanaya eklenir.

Damacananın ağzı, böcek ve yabancı maddelerin girmemesi, ama hava alabilmesi için ince bir tülbentle kapatılır. Damacananın her gün hafifçe sallanması sirkenin oluşumunu hızlandırır. Sirkenin oluşması için en ideal sıcaklık 22-30°C arasıdır. Bu ısıyı sağlamak yazın sorun değildir, ancak kışın damacananın ısısının kontrol edilmesi gereklidir. Sirkeyi yapan bakteriler 30°C üzerinde ölür. 22°C’nin altında ise sirkeleşme çok yavaşlar. Yaklaşık 6-8 gün sonra damacanadaki sıvı kontrol edilmeye başlanmalıdır.

Sıvının renginin bulanması, içinde ufak beyaz parçaların yüzmesi, ara sıra sirke anasının yukarı çıkması sirkenin oluştuğunu gösteren işaretlerdir. Eğer damacanadaki sıvı tat bakımından arzu edilen ekşiliğe ulaşmış ve güzel bir aroma kazanmışsa sirke hazır demektir. Elde edilen sirke bir tülbentten süzülerek şişelere doldurulur ve ağzı mantarlanarak serin yerlerde saklanır. Not: Tekrar sirke yapabilmek için, elde edilen sirkenin 100 mil’si bir şişeye konup ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra 10°C’nin altında buzdolabında saklanabilir.

SİRKENİN UYGULANMA BİÇİMLERİ:

Sirkeden banyo, inhaîasyon, gargara, lavman, pansuman veya kompres olarak yararlanılır.

Banyo: Banyo suyunun sıcaklığı 39°C’den fazla olmamalıdır. Boy banyosu için suya yaklaşık 250-300 mi sirke karıştırmak yeterlidir. Banyoda 20 dakikadan daha çok kalınmamalıdır. Banyodan sonra derideki kan dolaşımını artırmak için soğuk duş yapmalıdır.

Sirke banyosu yapmadan en az bir gün önce keselenilirse deriden vücuda daha fazla faydalı maddenin girmesi sağlanmış olur. Sirke banyosu haftada 2 kereden daha çok yapılmamalıdır. Kalp hastalarının banyo suyu 28-33°C arasında olmalıdır. Banyodaki su, göbeği kapatmamalıdır. Hastalığın durumuna göre banyo süresi 8-20 dakika arasında değişir.

Damar hastaları bacaklarını banyodan dışarı çıkarıp küvetin kenarına koymalıdırlar. Bu şiş bacakların rahatlamasını süratlendirir, ancak banyonun sonuna doğru bacaklar tekrar banyonun içine sokularak ısınması sağlanmalıdır. Banyo suyuna biraz çiğ süt karıştırılarak banyonun cildi besleyici gücü artırılabilir.

İnhalasyon: İnhalasyon yapmak için 2-3 mi sirke 100 mi suya karıştırılır. Eğer etkisi görülmezse, 100 mi suya 4-5 mi sirke karıştırılır. İnhalasyondan genellikle akut durumda yararlanılır.

Dikkat; Alerjisi olanlar faydalı bitkilerden yapılan sirke inhalasyonlarında dikkatli olmalıdır. Çok az sirke inhalasyonu bile alerjiye neden olabilir.

Gargara: 200 mi (1 bardak) suya 20-30 mi sirke karıştırılır. Akut iltihaplı durumlarda gargara olarak buzlu su, ses kısıklığında kaynar su kullanılır. Sirkeli suyla gargara yaptıktan kısa bir süre sonra (10-15 dk) rahatlama veya uyuşma hissedilir. Sirkenin etkisini artırmak için gargaraya bir çay kaşığı bal, bir kahve kaşığı greyfurt çekirdeği yağı, bir çay kaşığı limon suyu karıştırılabilir.

Lavman: Sirke lavmanı, bağırsaklardaki faydalı bakteri dengesini sağlamak için yapılır. Bu yöntemle sirkenin faydalı gücü, doğrudan bağırsaklardaki faydalı bakteriler üzerinde etkisini göstermiş olur. Lavmanın bir doğal tedavi uzmanı tarafından yapılması ve kontrol edilmesi gereklidir. Lavman için 1 litre suya 50 mi sirke karıştırılır.

Pansuman: Sirkeyle soğuk ve sıcak pansuman yapılır. Soğuk sirke pansumanı iltihaplı hastalıklarda, sıcak pansuman ise sıcak isteyen kronik hastalıklarda uygulanır.

Sirke birçok hastalığın tedavisine yardımcı olur ve bazı hastalıkların oluşmasını önleyerek koruyucu rol oynar. Artriti ve artiritin ilerlemesini önlemek için her gün sabah ve akşam 1 çay kaşığı balla 1 çay kaşığı elma sirkesinin 1 bardak suya karıştırılarak içilmesi önerilmektedir. Duruma göre 1 bardak suya 2 çay kaşığı sirke ve 1 çay kaşığı bal karıştırılarak sabah, öğle, akşam olmak üzere günde 3 kere içilebilir. Ancak bu kür en erken üç ay sonra etkisini göstermeye başlar.

Ateş düşürücü olarak bir ölçü sirkeye iki ölçü buzlu su karıştırılır. Bu karışımda ıslatılan pamuklu bantlar hafifçe sıkıldıktan sonra el bileklerine, ayak bileklerine sarılır ve şakaklara kadar uzanacak biçimde alna konur. Isınan sargılar tekrar buzlu sirkeli suda ıslatıldıktan sonra işlem tekrarlanır. Bu yöntemle yüksek ateş kontrol altında tutulur. Aynı amaçla, buzlu sirkede ıslatılıp hafifçe sıkılan kalınca pamuklu çorap hastanın ayağına giydirilir. Sirkeli çorabın üzerine bir de kuru çorap giydirilmelidir. Çorap ısınınca işlem tekrarlanır. Bu yöntemlerle, 40°C’ye kadar olan ateş, hiçbir yan etkisi olmayan doğal bir yöntemle kontrol altında tutulmuş olur.

Gıda zehirlenmelerinden korunmak için düzenli olarak, yemeklerden önce bir yemek kaşığı sirke içilir. Sirke bir bardak su, meyve ve sebze suyu veya balla karıştırılarak içilebilir. Sirke bağırsaklardaki zararlı bakterileri yok eder, böylece kan zehirlenmesi ve enfeksiyon riskini azaltır.

Sirke metabolizmayı uyarır ve iştah açar, tükürük bezlerini uyararak tükürüğün artmasını sağlar, böylece sindirimin ağızda başlamasına yardımcı olur. Ayrıca sirke asidi, yağların ve karbonhidratların parçalanmasını sağlamaktadır. Bu nedenle de insan vücudu tarafından üretilmektedir.Boğaz ağrısını dindirmek, iyileşmeyi hızlandırmak için sirkeli suyla gargara yapılmalıdır.

Gaz şişkinliğine neden olan kuru fasulye, nohut, mercimek gibi yiyeceklere pişerken sirke karıştırılırsa yemek çabuk pişer ve bağırsaklarda gaz oluşmaz. Kaşınan yerler sirkede ıslatılmış bir bezle düzenli aralıklarla silinmelidir.

Solunum zorluklarında el bileklerine sirkede ıslatılmış bant sarılmalıdır.

Dikkat: Osteoporoz hastalarına doktorlar genellikle kalsiyum tableti verir. Kalsiyum tabletinin etkili olabilmesi için en geç yarım saat içinde erimesi gereklidir. Bu tabletleri kontrol etmek için kalsiyum tableti, içinde 100 mi sirke olan bir su bardağında, oda sıcaklığında yarım saat bekletilir. Eğer tablet bu suda çözülmezse vücut tarafından emilmeyeceği anlaşılır. Kalsiyum tableti ı çay kaşığı sirke karıştırılmış suda eritilerek içilirse bağırsaklarda çok daha iyi değerlendirilir.

FAYDALI BİTKİ SİRKESİ ÜRETME:

Bu durumda ana madde olarak şarap kullanmak yararlı olur. Cin, rakı, votka veya tahıldan yapılmış içkilerden de yararlanılabilir. Ancak bu içkilerin içindeki alkol oram çok yüksek olduğundan saf su veya kaynatılmış su karıştırılarak alkol oranı 15°’nin altına düşürülür. Sirke bakterileri 15°’nin üzerindeki alkolle uyum sağlamaz.

Not: Şarabın kükürt oranının düşük olmasına dikkat edilmelidir.

Karnı şiş ağzı çok dar olmayan 5 litrelik bir damacana, 5 litre kaliteli şarap ve faydalı bitki, meyve veya sebze gereklidir.

1 lt. şaraba 50 g faydalı kuru bitki veya 150 g faydalı taze bitki veya 250 g meyve veya sebze karıştırılır. Şarap ve sirkesi yapılmak istenen bitki, sirke yapılacak kaba doldurulmadan önce bir kapta mikserle çok iyi karıştırılmalıdır. 2,5 litre şarap damacanaya doldurulur. Geri kalan şarabın her yarım litresi, 50 g faydalı bitkiyle mikserde çok iyi karıştırıldıktan sonra damacanaya eklenir. (Meyve ve sebzeler önceden ezilerek püre durumuna getirilmeli, faydalı bitkiler de duruma göre ezilmeli veya kıyılmalıdır). Damacanaya yaklaşık 150 mi sirke anası karıştırılır.

Damacanaya daha fazla sirke anası katılırsa sirkenin oluşumu hızlanır, ancak sirkenin oluşumunun uzaması şaraptaki alkolün bitkideki yararlı maddelerin daha fazlasını sirkede çözülmesini sağlayacağından, sirkenin çabuk oluşması tercih edilmez. Sirkenin içindeki yararlı madde oranını artırabilmek için şarabın içindeki alkol oranı artırılabilir. Bunun için damacanaya saf alkol karıştırılabilir. Şarabın içindeki alkolün yüksekliği sirke asidi oranını artırır, %10′luk alkolden %9′luk sirke asidi elde edilir. Ancak bu oran sirkenin tadını bozar.

5 litrelik damacanada, 7-8 gün sonra istenilen sirke oluşur. Damacananın içindeki alkol oranı %1′in altına inince mayalanma otomatik olarak durur. Elde edilen sirke şişelere doldurulur ve ağızları bir tülbentle bağlanarak 3-4 gün, sirkenin olgunlaşması için bekletilir. Bu süre içinde sirke berraklaşır ve ölen bakteriler şişenin tabanında toplanır.

KISA YOLDAN FAYDALI BİTKİ SİRKESİ ÜRETME:

Kısa yoldan faydalı bitki sirkesi üretmek için organik elma veya üzüm sirkesi alınır, %6′lık 1 İt sirkeye 50 g kuru veya 150 g taze faydalı bitki kıyılarak, veya 250 g meyve veya sebze, meyve sıkma makinesinden geçirildikten sonra, elde edilen posanın içine sıkılan sudan da biraz eklenerek karıştırılır.

Karışım elde etmek istediğiniz ölçüdeki sirke miktarına uygun bir şişeye doldurulur. Şişenin ağzı kapatılarak oda sıcaklığında yaklaşık 4 hafta dinlendirilir. Sürenin sonunda istenilen sirke elde edilmiş olur. Bu sirke gargara veya dıştan uygulama için bir kahve filtresinden süzülmelidir.

Bu yöntemle elde edilen sirke, şişenin ağzı açıldıktan sonra 3 ay içinde kullanılmalıdır. Sirke ağzı kapalı şişede 6 ay bozulmadan saklanabilir.

BAZI FAYDALI BİTKİ SİRKELERİ VE ETKİLERİ:

• Adaçayı sirkesi sinir bozukluklarını düzeltir. Çorbaya veya suya karıştırılarak içilir.

• Ananas sirkesi sindirimi sağlayan bezelere olumlu etki yaparak sindirimi kolaylaştırır, içinde yüksek oranda bulunan manganez nedeniyle, kemiklerin kireç oranının yükselmesini sağladığından osteoporoz hastalarına önerilmektedir. Ayrıca hafif idrar söktürücü olup iltihaplanmayı önleyicidir.

• Ardıç üzümü sirkesi güçlü bir mikrop öldürücüdür, içildiğinde epitel dokuyu tahriş ettiğinden çok az kullanılır. İçten ancak bir uzman kontrolünde uygulanmalıdır.

• Armut sirkesinin yapılması zordur. Çok çabuk bozulur. Genellikle armut şarabının içindeki alkol en yüksek dereceye ulaştığında, pastörize edilerek belirli bir ölçüde bozulmaya karşı korunur. Pastörize edilen armut şarabından yapılan armut sirkesi, daha çok mutfaklarda salataların tadını ve aromasını zenginleştirmekte kullanılır.

• Ayva sirkesi yanıkların tedavisinde kullanılır. Ayva zor mayalanır. Ayrıca içinde yüksek oranda bulunan tanen nedeniyle sirke üretmeye pek elverişli değildir.

• Bahçe nanesi sirkesi, mideyi ve sindirim sistemini rahatlatır (bir bardak suya karıştırılan 1 çay kaşığı nane sirkesi). Bağırsak gazlarının oluşmasını da önler. Sıcakta bir bardak suya karıştırılan 1 kahve kaşığı nane sirkesi ferahlatıcıdır.

• Bal sirkesi en az alerjiye neden olan sirkedir. Öksürüğü yumuşatır ve mikrop öldürücüdür.

• Balsamik sirke sirkelerin kralı olarak kabul edilir. Yıllarca ağaç fıçılarda saklanır. Üretiminin zor olması ve üretilirken büyük kayıp vermesi nedeniyle çok pahalıdır. Eskidikçe değeri artar. Balsamik sirke İtalya’da Modena bölgesinde üretilir.

• Bektaşi üzümü sirkesi saçların uzamasına ve cildin sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Kan damarlarını ve bağ dokuyu güçlendirir. Vücudu toksinlerden temizler ve solunumu rahatlatır.

• Beyaz şarap sirkesinin sinir iltihaplarında sakinleştirici olduğu ileri sürülmektedir. İdrar yollarındaki iltihaplarda sakinleştirici ve peklik gidericidir.

• Çilek sirkesi bağışıklık sistemini uyarır. Canlılık vericidir. Genellikle orman çileği sirkesi tercih edilir.

• Çoban üzümü sirkesi peklikte, ishalde yardımcıdır ve iltihap önleyicidir. Kandaki yağ oranına olumlu etki yapar.

• Elma sirkesi Avrupa’da ilaç olarak en çok kullanılan sirkedir. Birçok hastalığın tedavisinde kullanılır. Kolesterol metabolizmasını olumlu etkiler. Tansiyonu ve kan dolaşımım düzenler.

• Frenküzümü sirkesi epitel doku iltihaplarında etkili olur. Bağışıklık sistemini uyarır ve kan oluşumunu destekler.

• Hurma sirkesi sakinleştirici, metabolizmayı uyarıcı ve peklik gidericidir.

• Kara hindiba sirkesi antiseptik ve peklik gidericidir. Ayrıca bağırsaklarda iltihap oluşmasını önleyici özelliği de vardır. Mineraller, özellikle potasyum yönünden, oldukça zengindir. Sarılığı ve sirozu tedavi ettiği de ileri sürülmektedir.

• Karanfil sirkesi baharat olarak kullanılan karanfilden yapılır. Kusmayı ve bulantıyı kesmekte çok etkilidir.

• Kayısı sirkesi konsantrasyonu artırır. Kan temizleyici, toksinlerden armdırıcıdır. Cilt, tırnak ve saç ü-zerinde olumlu etki yapar. Solunum zorluklarında yardımcı olur. Hücre koruyucudur.

• Kedi otu sirkesi yorgunluk vermeden sakinleştirir.

• Kırmızı şarap sirkesi kolesterol metabolizmasını olumlu etkiler. Damarlarda yağ tabası oluşmasına karşı kırmızı şaraptan daha etkilidir.

• Kiraz sirkesi romatizma ağrılarında sancı dindirici ve iltihap oluşmasını önleyicidir.

• Kuş dili sirkesinin en önemli özelliği unutkanlığı önlemesidir. Elma sirkesiyle karıştırılarak baş ağrısında uygulanır. Stres nedenli baş ağrısını dindirir ve baş dönmesine karşı etkili olur.

• Mürdüm eriği sirkesi antialerjik, kramp çözücü,

damar duvarlarını koruyucu ve bağırsakları uyarıcıdır.

• Mürver sirkesi sinir iltihaplarında ve genel iltihaplarda etkili olur.

• Peynir suyu sirkesi bağırsaklardaki faydalı mikroplar üzerinde olumlu etki yaptığından antialerjiktir ve deriyi temizler. Süte karşı alerjisi olanlar dikkatli olmalıdır. Ancak genellikle süt alerjisi olanlarda da alerjiye neden olmaz.

• Sarımsak ve soğan sirkesi az da olsa kolesterolü düşürür. Enfeksiyon önleyicidir, kanlanmayı destekler, vücudu canlandırır.

• Şeftali sirkesi bağ dokusunu ve kan dolaşımını güçlendirir.

Bu listeye biber, ceviz, defne, domates, fesleğen, gül, incir, kimyon, kuru üzüm, lavanta, limon, oğul otu, okaliptüs, mercanköşk, patates, pelin otu, pirinç, portakal, tarhun sirkelerini de ekleyebiliriz. Faydalı bitki, meyve ve sebze sirkeleri yalnız başına veya diğer sirkelerle karıştırılarak birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

Kısa Açıklamalar:

• Bakır ve pirinç, 1 ölçü sirke ve 2 ölçü domates ezmesi karışımıyla ovulduktan sonra temiz bir bezle çok iyi temizlenmelidir.

• Çamaşır makinesine koyulan çamaşır yaklaşık 100 mi sirkeyle ıslatılırsa, renkli çamaşırlar daha temiz olur ve beyaz çamaşırlar parlaklık kazanır.

• Sodayla karıştırılan sirke inatçı lekeleri söker.

• Uzun süre kullanılan süngeri mikroplardan temizlemek ve tekrar kullanılır duruma getirebilmek için, sünger sirkeli suyla yıkanır, sonra 1 litre suya 250 mi sirke karıştırılarak sünger 12 saat boyunca bu suda dinlendirilir. Sürenin sonunda sünger bol suyla çalkalanır.

• Üzerine sakız yapışmış olan bez sıcak sirkeyle ıslatılırsa sakız kolaylıkla çıkar.

• Tırnaklara oje sürülmeden kısa bir süre önce tırnaklar sirkeyle temizlenirse, oje daha kolay sürülür ve ojenin dayanıklılık süresi uzar.

• Aç karnına içilen sirke bazı insanlarda karın ağrısı yapabilir. Karın ağrısı sirkenin içine 1 çay kaşığı bal karıştırılarak önlenebilir. Çok fazla sirke ve sirke gibi asitli içecekler diş minesinin aşınmasına neden olmaktadır.

Sirke sözcüğünü ilk olarak Oğuzlar kullanmıştır. Sirke sözcüğü Farsça’da ekşi anlamına gelir. Sirkeye Kazaklar, Kırgızlar ve Türkmenler sirke, Azerbaycanlılar, Özbekler ve Uygurlar sirkci, Başkurtlar ise hirka demektedir. Sirke ekşi anlamında da kullanılmaktadır.

İnsanların şarap yapmaya başladıklarından beri sirkeyi tanıdıkları söylenebilir. Mısırlılar, Asurlar, Yunanlılar ve Romalılar sirkeyi yemeklerde, balık, et, sebze konservesi yapımında ve ilaç olarak hastalıkların tedavisinde kullanıyordu. Sirke önceleri toprak küplerde mayalandırılıyordu. Tahta fıçının bulunmasıyla, karnı şiş fıçılarda mayalandırılmaya başlandı.

Mısır ve Çin’de yapılan kazılarda, günümüzden 8 bin yıl önce yapılmış kaplarda sirke izine rastlanmıştır. Babillilerin günümüzden 7 bin yıl önce hurmadan sirke yaptığı ve sirkeyi tedavi amacıyla kullandıkları ve avladıkları hayvanları bozulmaması için sirkeye yatırdıkları bilinmektedir. Asurlular kulak ağrısını sirke pansumanıyla tedavi ediyordu.

Sirke birçok medeniyette yaraları dezenfekte etmek, ezik ve çürüklere pansuman yapmak, yılan ısırıklarını ve böcek sokmalarını tedavi etmek için kullanılmıştır. Ateşi düşürmek, yaraların çabuk kapanması ve sindirimi kolaylaştırmak için de içiliyordu. Mısır’da sirke güzellik maddesi olarak da kullanılmıştır. Romalılar sirkeyi üzümden, hurmadan ve bazı tahıllardan yapıyordu. Romalı askerlerin yola çıktıklarında mikrop öldürücü, serinletici ve güç verici olarak posca (poşka) denilen sirkeli su içtiklerini yazmıştır.

Çiftçilikle ilgili birçok eser yazan Columella, şaraptan nasıl sirke üretileceğini de yazmıştır. Ortaçağda veba salgınlarında insanlar, kendilerini havadaki veba mikroplarından korumak için ağız ve burunlarına sirkede ıslatılmış bez bağlıyordu. Ayrıca hekimler veba salgınlarında sirkeyi dezenfektan ve tedavi maddesi olarak kullanıyordu. Akdeniz ülkelerinde yaşayanlar yemeklerinde bol bol sirke kullanarak yemekleri bozulmaktan koruyordu. 16. yüzyılda Fransa’da sirke satışları o kadar çok arttıki, sirke satışlarından vergi alınmaya başlandı. Fransa’da da satıcılar sirkeyi sokaklarda dolaşarak arabaların üzerine koydukları fıçılarda satıyordu. Avrupa’da sirke satışlarının artması üzerine sirkenin nasıl oluştuğu araştırılmaya başlandı.

Fransız kimyager Antoine Laurent de Lavoisier (1743-1794) sirkenin oluşabilmesi için oksijenin gerekli olduğunu tespit etti. ingiliz kimyager Sir Humphrey Davy (1778-1829) sirkenin, alkolün mayalanması sonucu oluştuğunu buldu. Sir Davy ayrıca, sirkenin oluşumunda bakterilerin rol oynayabileceğini ileri sürdü. Mikrobiyolojinin babası olarak kabul edilen Louis Pasteur (1822-1895), sirkenin oluşumunda bakterilerin rol oynadığını, bakterilerin şarabın üzerinde yaşadığım ve sirke üretebilmek için oksijene ihtiyaçları olduğunu ispat etti.

Kneipp kolerayı, hastanın vücuduna sirkeye batırılmış bir bez sararak ve ardıç buharıyla tedavi etmektedir.

Günümüzde sirke Fransa, İspanya İtalya, Portekiz’de düşük kaliteli beyaz şaraptan, A.B.D., İsviçre, Kanada, Almanya’da ise elmadan üretilmektedir. Birçok ülkede ise o ülkede bol yetişen meyvelerden üretilmektedir. Türkiye’de sirke üretiminde öncelikle üzümden yararlanılmaktadır.

Sirke, su içinde eriyik halde olan sirke asididir. Sirke asidi (CH3COOH) ise mayalanmış alkoldür. Yapay olarak asetilenden veya ağaç kömüründen de elde edilebilir. Saf sirke asidi tahriş edicidir. Şaraptan, meyvelerden üretilen sirkede çoğunlukla %5-7 arasında sirke asidi vardır. Bira, şarap, elma şırası, meyve şarabı gibi alkollü içeceklere sirke karıştırılırsa veya bu içeceklerin içinde bulundukları kapların ağzı 2-4 hafta açık bırakılırsa sirkeleşirler. Sirkenin oluşmasına neden olan bakteriler havada ve mayalanan her bitkide vardır.

1 g alkolden 1,3 g sirke asidi elde edilir. Sirke oluşurken alkol ve diğer asitler oluştuğundan yukarıdaki formül teorik olarak doğrudur.

Sirke üretiminde başlıca üç yöntemden yararlanılır: En eski endüstriyel sirke üretme yöntemi olan Orleans sirke üretme yöntemi, günümüzde evlerde, küçük çapta sirke üretiminde uygulanmaktadır. Bu yöntem 14. yüzyılda, Fransa’nın Orleans kentinde uygulanmaya başlanmıştır.

Sirkeleşmesi istenen sıvı, fıçıların dörtte üçü veya yarısı dolacak biçimde meşe fıçılara doldurulur. Fıçıda sirke anası oluşmasıyla, ortamın içindeki alkolün büyük bir bölümü asetik aside dönüşmüş (sirkeleşmiş) olur. Bu arada ortamın üçte ikisi yenilenir. İkinci endüstriyel sirke üretme yöntemi Schützenbach, çabuk sirke üretme veya jeneratör tekniği olarak adlandırılmaktadır. 17. yüzyıldan itibaren uygulanmaya başlanan bu yöntem 19. yüzyılda Almanya’da Schützenbach tarafından geliştirilmiştir. Sirkeye dönüşmesi istenen alkollü sıvı içinde kayın talaşları olan bir fıçıya doldurulur. Kayın talaşları üzerindeki bakterilerle sirkeleşmeye başlayan sıvı, içinde kayın talaşı olan yeni bir fıçıya aktarılır. Bu işleme tüm sıvı sirkeye dönüşünceye kadar devam edilir.

3 yorum:

aydınlı57 dedi ki...

Yaşar Durmuşoğlu verdiğiz bu bilgiler için çok teşekkür ederim.Yazdıklarınızın birkaç tanesi hariç hepsinin sikesinini deneyerek yaptığım için biliyorum.saygılarımla

Unknown dedi ki...

Gerçekten muhteşem bilgiler,Ellerinize sağlık,bilmediklerimiz o kadar çok ki çok faydalı bilgiler Teşekkürler, Saygılarimla

egitimweb dedi ki...

https://www.drdogal.com/aronya-meyvesi-ve-faydalari-aronia-melonacarpa/
Zengin içeriği ile sağlık ve beslenmeye faydaları nedeniyle “süper meyve” olarak tanıtılmaktadır. Aronia meyveleri hakkında yapılan araştırmalar bu türün aşağıdaki potansiyellere sahip olabileceğini gösteren kanıtlar sunmaktadır.

Yorum Gönder